EGE TURU

EGE TURU 

7 GECE 6 GÜN (5 GECE OTEL  KONAKLAMALI)

AKYAKA-AZMAK-SEDİR ADASI-MARMARİS-SELİMİYE-KIZ KUMU-DATÇA-BODRUM-SEFERİHİSAR-SIĞACIK-ÖZDERE-GÜMÜLDÜR-KUŞADASI-EFES-MERYEM ANA-ŞİRİNCE-ÇEŞME-ALAÇATI

HAREKET  Belirtilen saatte belirtilen noktadan hareket ediyoruz,

1.GÜN Yolda vereceğimiz molalar sonrası, sabah kahvaltımızı anlaşmalı tesisimizde alıyoruz. Gökova`da bulunan Aşıklar Yolun’da kısa bir yürüyüş ve fotoğraf molası veriyoruz. Gökova’nın muhteşem manzaraları eşliğinde Sakar geçidini aşarak Akyaka beldesine ulaşıyoruz. Yakın tarihimizin en önemli karakterlerinden biri olan, şair, edebiyatçı, yazar ve mimar Nail Çakırhan`ın doğduğu ve aynı zamanda Ula evlerinin geleneksel özelliklerini ön plana çıkararak uyguladığı Mimarlık projesi ile Ağa Han mimarlık ödülüne layık görüldüğü Akyaka`da otobüsümüzden ayrılarak Gökova Körfezi tekne turumuza (Extra) başlıyoruz. Kuzey ucu Bodrum`a güney ucu Datça`ya kadar uzanan Gökova körfezinde, Sedir Adası ( Kleopatra plajı)’nda yüzme molası ve serbest zamanın ardından, Bu unutulmaz tekne turunun sonrasında serbest olarak öğle yemeğimizi  ( Extra )  Akyaka’da alıyoruz . Öğle yemeğimiz sonrası  adeta doğal bir akvaryum niteliğinde olan Azmak çayı üzerinde yaklaşık 20 dakika sürecek olan 2.tekne turumuza (Extra) başlıyoruz. Ördek, Su Samuru ve onlarca farklı çeşit balığı görüp fotoğraflayabileceğimiz bu tekne turundan sonra Akyaka’dan ayrılarak. Konaklama yapacağımız otelimize varış. Odalarımıza yerleşme,akşam yemeği ve geceleme. ( MARMARİS )

2.GÜN  Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından huzuru, doğayı, yeşil ve mavinin farklı tonlarını deneyimleten, her yıl yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlayan Marmaris‘e bağlı Selimiye Köyü. Sessiz, sakin bir yer olan Selimiye Köyü’ nde serbest zaman veriyoruz. Köyün meşhur tatlılarından yiyebilir, çay ve kahvelerinizi yudumlayabilirsiniz. Buluşup hemen yakının da bulunan Kız Kumu’ na gidiyoruz. Buranın en büyük özelliği denizin ortasında kızıl kumlardan oluşmuş sığ bir hat. Bu hatta denizin ortasında yürüyoruz. Burayı görünce aklınıza Musa’nın Kızıldeniz’i yardığı hikaye gelse de buranın hikayeleri bambaşka. Hikayeleri diyoruz fark ettiyseniz, çünkü her yerde farklı şekillerde anlatılan versiyonları var. Zengin kız – fakir erkek temalı olanından savaş temasına kadar değişiyor hikayeler. Biz buraya hiç birini yazmamayı seçiyoruz, ve sizden  araştırma yapmanızı rica ediyoruz. Vereceğimiz serbest zaman sonrası Akdeniz ve Ege'nin buluşma noktasındaki yarımadanın üzerinde kurulu olan Datça’ ya varıyoruz. Yüzlerce yıldır denizle bütünleşen doğal güzelliğiyle, insanların hayranlığını kazanan bir yerleşim birimi olan Datça, döneminin en önemli liman kentlerinden biri olan Knidos'un tarihi ve kültürel zenginliği üzerine kurulu Datça üzerinde yaşayan Anadolu uygarlıklarının vazgeçilmezlerinden biri. Dorlar, Persler, Atinalılar, Romalılar, Germiyanoğulları ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu bu güzel ilçenin tarihsel birikimine katkı sağlamış. Datça, Anadolu'nun güney batısında, Gökova ve Hisarönü körfezleri arasında, birbirinden güzel koy ve plajları, pırıl pırıl tertemiz denizi,köklü tarihi, bozulmamış doğası, zengin flora ve faunası, oksijeni bol, nem oranı düşük, yılın 300 günü güneşli havası,ılık iklimi ile Akdeniz ve Ege'nin buluştuğu bir cennettir. Tarihte, Datça Yarımadası'nın havasının insanları iyileştirdiğine dair rivayetler olduğu gibi günümüzde de kalp, dolaşım,sinir ve romatizma hastaları tarafından Datça tercih edilmektedir. Bur da uzun bir süre serbest zaman ve denize girme imkanı veriyoruz. Belirlenen saatte buluşup konaklama yaptığımız otelimize geri dönüyoruz. ( MARMARİS )

3.GÜN  Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otelden ayrılarak Bodrum’ a hareket ediyoruz. Yolda vereceğimiz molalar sonrası Bodrum’ a varıyoruz. Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinin başında gelen Bodrum, aynı zamanda dünyaca ünlü bir tatil cennetidir. Koyları, plajları, antik kentleri, tarihi eserleriyle göz dolduran Bodrum’da gezilecek çok nokta, yapılacak pek çok aktivite vardır. Bodrum’un tarihi binlerce yıl öncesine dayanmakta olup, dünyanın 7 harikası arasında gösterilen  Mausoleum’a ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde ilçe ekonomisi turizm, ticaret ve balıkçılığa dayanıyor. Zeytin üretiminde de önemli bir yere sahiptir. Liman da bizleri bekleyen teknemize binerek Bodrum tekne turumuzu başlatıyoruz. Tatil programımıza daha da renk katıp sınırsız eğleniyoruz. Öğle yemeğimizi tekne de alıp turumuza devam ediyoruz. Akşam saatlerine kadar sürecek olan tekne gezimiz sonrası konaklama yapacağımız otelimize varıyoruz. Akşam yemeği sonrasında dileyen misafirlerimiz Bodrum’ un gece eğlencelerine katılabilir, dileyen misafirlerimiz limanda yürüyüş yapıp dolaşabilirler. Geceleme otelimizde. ( BODRUM )

4.GÜN  Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından, aracımız ile hareket ederek gelenlerin tekrar geldiği, eve döndüklerinde de eşlerine dostlarına önerdikleri bir yer olan Seferihisar’ a varıyoruz.  Türkiye’nin ilk Citta Slow’u yani “Sakin Şehri”. Seferihisar’ın 2009 yılında aldığı bu unvan ile şehirleşme ve küreselleşme karşısında, mimarisi, kültürü, gelenekleri, zanaatleri bozulmadan bugüne gelen, nüfusu 50 binin altındaki yerleşkelere İtalya’daki bir komite tarafından veriliyor ve sıkı denetleniyor. Göreceğimiz yerler arasında Teos Antik Kenti, Sığacık Kalesi ve Marinası, Seferihisar’ın sade, sakin, tatlı çocuğu Sığacık ve pazarı olacak . Her köşesinde sakin şehrin sembolü olan salyangoz resimlerini gördüğünüzde şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz. Duvarlar, duraklarda, sokaklarda… Her yerde. Bir salyangoz, iki salyangoz, üç salyangoz derken siz de bir sakinlik geliyor. Zaten burada öyle telaş, kıymet yaparsanız Alimallah fena göze batarsınız. İşin püf noktası  ayarlarınızı gevşetmek, hayatı ve telefonu sessize almak. Sabredin bekleyin yavaşlık ve sakinlik size gelecek. Burada vereceğimiz geniş bir serbest zaman sonrasında buluşarak Gümüldür – Özdere üzerinden panoromik olarak göreceğimiz güzellikler ile birlikte Kuşadası’ ndaki otelimize varıyoruz. Odalarımıza yerleşiyor, akşam yemeğimizi yiyoruz. Geceleme otelimizde . ( KUŞADASI )  

5.GÜN  Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından aracımıza binerek Meryem Ana – Efes Anti Kenti ve Şirince gezimizi başlatıyoruz. Gezimizin ilk durağı olan 100 yıldır kazılan ve daha %10'luk bölümü ortaya çıkarılabilen Efes Antik Kenti olacak. Gezeceğimiz yerler arasında Odeon, Kuretler Caddesi, Latrin ,Skolastika Hamamı ,Celsus Kütüphanesi ,Aşk Evi ,Agora ,Tiyatro, Devlet Sarayı ,Trajan Çeşmesi ,Hadrian Tapınağı sayılabilir. Buradan Hıristiyanlarca kutsal Haç merkezi kabul edilen Meryemana Evi’ni geziyoruz. Akabinde aracımız ile Şirince’ye hareket ediyoruz. 1924 mübadele yıllarına kadar Türkler ile Rumların iç içe yaşadıkları , meyve Şarapları ile ünlü Şirince olacak. Rehberimizin yapacağı anlatımlar ardından verilen serbest zaman sonrası konaklama yaptığımız otelimize geri dönüyoruz. Akşam yemeği ve geceleme otelimizde. Arzu eden misafirlerimiz Kuşadası’ nın gece eğlencelerine katılabilir yada liman da gezinti yapabilirler. ( KUŞADASI )

6.GÜN  Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından Türkiye’nin en gözde tatil beldelerinden olan Çeşme’ye doğru yola çıkıyoruz. Yolda vereceğimiz molalar sonrası Çeşme’ ye varıyoruz. Çeşme , tarihi dönemler boyunca özellikle İlk Çağ’da , Cyssus olarak anılmıştır. Eski çağlarda burada bulunan çeşmeler özellikle içme suyu ve liman özelliği bakımından önemliydi. Ayrıca Çeşme, M.Ö 1000 yıllarında kurulmuş olduğu tahmin edilen 12 İyonya şehirlerinden  Erythraı ( Eritre)’nin  iskelesi olarak  kullanılmıştır. Eritre  kenti, özellikle ticari ve ekonomik olarak dönemin ünlü kentlerinden biri olmuştur. Ancak bu gelişmiş kent, önce Lidya, sonra Perslerin saldırısına uğramıştır. Eritre yani Çeşme bölgesi, Orta Çağ döneminde Bizans hakimiyetinden sonra ilk kez Çaka Bey zamanında Türk hakimiyetine geçmiştir.  Bu dönemde Çeşme’nin adı Ildırı olarak anılmıştır.  Bu isim Piri Reis’in Kitabe–i Fahriye’sinde  yer almaktadır. Osmanlı döneminde de Türklerin elinde olan Çeşme, Birinci Dünya Savaşı’nda Yunan işgaline uğramışsa da Kurtuluş mücadele zaferimizin ardından hala varlığını Türkiye sınırında korumaktadır. Rehberimizin anlatımları ve serbest zaman ve alışveriş imkanlarınızdan sonra belirlenen saatte buluşarak Alaçatı’ ya geçiyoruz.  Alaçatı denilince akla öncelikle günün her saati canlı dar sokaklar, cumbalı taş evler, değirmenler ve rüzgar sörfü geliyor.  Alaçatı’nın Osmanlı zamanında Alacaat Aşireti’nin yaşadığı bir yaya-müsellem yani piyade ve süvari köyü olduğu biliniyor. Bölge için Agrillia, Alatsata, Alacaat ve en son olarak da Alaçatı isimleri kullanıldı. Günümüzdeki ismini de Alacaat aşiretinden almış. Alaçatı’nın tarihi 1850’li yıllara dayanıyor. Bataklığın kurutulması ve bugünkü Hacı Memiş bölgesindeki tarlalarda çalıştırılmak için  bölgeye  Sakız Adası‘ndan Rum işçiler getirtilir. Yapılan drenaj kanalları sayesinde bataklık kurutulur ve limana çevrilir. Kanal inşaatında çalışmak üzere gelen Rum işçilere limana bir kilometre içeride bir kasaba inşa etme izni verilir ve o zamanın ismiyle Agrilia, günümüzün adıyla Alaçatı kasabası doğmuş olur. Geçmişte Alaçatı’ daki baskın nüfusu Rumlar oluşturuyordu. Balkan Savaşı sırasında bölgeye çok sayıda Müslüman göçmen gelir ve birçok Rum bölgeden ayrılır. 1919’da Rumlar Yunan işgali sırasında geri döner ama 1922’deki mübadele sonrası Türkler tekrar ağırlık kazanır. Kavala, Selanik, İstanköy ve Girit’ten gelen Türkler, Arnavut ve Boşnak göçmenler  Alaçatı’ya yerleştirilir. Damla sakızı ağaçları dünyada ender bulunan bir bitki. Dünyada sadece Sakız Adası’nın güneyinde yetişen mastika ağacı Türkiye’de sadece Alaçatı’ da yetişiyor. Sayıları 300’ü geçmeyen bu ağaçlar Alaçatı Belediyesinin koruması altında. Bu ağaçlardan lezzetli aromasıyla sakız reçeli ve eşsiz sakız rakısı yapılıyor. Burda bol bol gezip alışverişlerimizi yapıyoruz. Belirlenen saatte aracımız ile buluşup dönüş yolculuğumuzu başlatıyoruz.  Yolda vereceğimiz molalar sonrası hareket noktamıza varış.

Başka bir TUANNA TURİZM organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşma..

Tüm misafirlerimize bizleri tercih ettikleri için teşekkürlerimizi sunuyoruz.